Müziğin, tarihin, doğanın ve daha sayılamayacak güzelliklerin kalbine yolculuktur Viyana. İlk once Viyana semalarında süzülürken gördüğünüz o güzelim manzara karşısında hayrete düşersiniz ve biraz sarsıntılı bir inişten sonra, nihayet yere adımınızı atabilmişsinizdir. Hava alanından şehre giden o kısacık yol, bir türlü bitmek bilmez. Bir yanınızda alabildiğine yeşillik, diğer tarafınızda teknolojiden, üretimden nasibini almış bir Viyana uzanır. Otobüsle yarım saatlik bir yolculuktan sonra, şehirdesinizdir artık. Yavaş yavaş Viyana’nın kendine özgü o mistik, biraz da kasvetli havası tüm benliğinizi sarmaya başlar. Arnavut kaldırımlı taşlardan yürürken, tarihin kokusu başınızı döndürüp, heran karşınıza soylu dükler, baronlar, kabarık etekli baronezler çıkacak sanırsınız.

Mimarisi, tarihi, valsleri ile göz kamaştıran, içinde ünlü bestecileri, yazarları, filozofları barındırmış ve çeşitli imparatorlukların, ulusların gelip geçtiği bir kent Viyana. Tarihe ismini yazdırmış üç büyük simgesi var Viyana’nın. “Sisi” adıyla ünlü kraliçe Elizabeth, eşi Fransiz Joseph ve ünlü besteci Mozart. Bu ünlü üçlüyü, sokaklarda dolaşırken, ufak bir kitapçı dükkanında ya da afişlerde görmeniz mümkün. Sisi başlı başına bir marka olmuş durumda. O zamanlar saçına taktığı minik yıldızlar herkesin gözdesi. Tabi Mozart’ın o enfes çikolatalarını, çikolata severler için hatırlatmak gerek.

Çeşitli isimlerle anılan tam 23 bölgeden oluşuyor Viyana. Şehrin tam merkezi, 1.Viyana (InnereStad), Franz Joseph’in yaptırdığı çevre yolu yani ‘Ring’ diye adlandırılıyor. Sol tarafınızda 1869’da Mozart’ın Don Juan ‘nıyla açılan muhteşem Opera binası yükselmekte. Opera binası Ring meydanında tamamlanan ilk bina olma özelliğini taşıyor, fakat ikinci dünya savaşında aldığı hasar nedeniyle tekrar onarılmak zorunda kalınıyor. Şu zamana kadar da Gustav Mahler, Richard Strauss, Wilhelm Furtwängler, Karl Böhm und Herbert von Karajan ünlü isimlere, bestecilere orkestra şeflere ev sahipliği yapıyor. Opera, yılın her son perşembesinde, düzenlenen dünyaca ünlü balo karnavalı ile Viyana’ya göz kamaştırıcı bir ışık saçıyor.

Opera binasının üzerindeki sokakta ilerlemeye başladığınızda Viyana’nın en işlek caddesi Kärntner Strasse ile tanışıyorsunuz. Yanyana kafeler, gösterişli lüks mağazalar, sokak eğlenceleri sizi hem mutluluğun hem de alışveriş keyfinin doruklarına taşıyor. Yanınızda bir de sevdikleriniz varsa, eminim Viyana’dan aldığınız haz tarif edilemez güzellikte olacaktır. Alışverişe devam ederken, mağazalardan hangisine gireceğinizi, Sisili fulardan, Mozartlı çikolatalardan, taş bebeklerden, ünlü Viyana porselenlerinden, Gustav Klimt’in yapıtlarıyla süslü kumaşlardan, çantalardan hangisini alacağınıza karar vermekte baya bir zorluk çekiyorsunuz.

Kärntner Strasse’ nin etkileyici yorgunluğunu üzerinizden atmadan, ikinci şaşkınlığınızı kafanızı biraz yukarı kaldırdığınızda yaşıyorsunuz. Sokağın sonunda bütün ihtişamıyla 1137 den kalma Avusturya gotik sanatının en önemli yapıtı olan, o muhteşem Stephansdom Katedrali ile karşılaşıyorsunuz.

Stephansdom bu zamana gelene kadar tam üç kez inşa edildi. İlk zamanlar yüksekliği 83 metre kadardı. Heinrich Jasomirgott 2 zamanında uğradığı yangından sonra, yüksekliği büyütülerek Roma tarzında inşa edildi. Bundan yaklaşık 50 sene sonra da şuan ki gotik stilinde son inşaatı yapıldı ve bu yaklaşık 150 yıl sürdü.

Bunun dışında en çarpıcı olan yapıtlardan biri de mezarlar. Sanırım şu anda bazı bölümler ziyaretçilere açık olmasa da, kilisenin içinde bulunan mezarlıkları gezmek mümkün. Katakomplar(Hristiyanların kayaların içine uzun dehlizler biçiminde yapmış oldukları mezarlar) kilisenin altında bulunuyordu ve orada bulunan ölüleri anmak için yapılan mezar taşları ise dışarıdaki duvarlara asılmıştır. Ayrıca katakomplar yeraltı tünelleri ile boş ya da dolu olmak üzere birçok odaya bağlanmakta, bazı odalar kilise haline getirilmiş ve buralarda dini ayinler düzenlenmiş. Şu anda ise Viyana başpiskoposu burada gömülü.

Viyana hakkında daha yazacaklarım bitmedi. 3.kez gittiğim şehirde daha birçok bilgi öğrendim ..İlerki zamanlarda bu yazılarımı da sizlerle paylaşacağım..

Geziniz bol olsun
Sevgi ile kalın..:)

Schönbrunn Sarayı

Belvedere Sarayı

Grinzing Meyhaneleri

mm
Yazan

Bir Yorum Yazın