Brüksel, Belçika’nın başkenti. Birkaç yüzyıl önce bataklığın kurutulması sonucu ortaya çıkmış bir şehir. Adı bataklığın içindeki yerleşim yeri anlamına gelir. Brüksel uzun zamandır gitmek istediğim şehirlerden biriydi.. Özellikle ünlü çikolatalarını yemek için bile gezi listelerine alınması gereken bir şehir bence 🙂

Brüksel, Belçika’nın başkenti. Birkaç yüzyıl önce bataklığın kurutulması sonucu ortaya çıkmış bir şehir. Adı bataklığın içindeki yerleşim yeri anlamına gelir. Brüksel uzun zamandır gitmek istediğim şehirlerden biriydi.. Özellikle ünlü çikolatalarını yemek için bile gezi listelerine alınması gereken bir şehir bence 🙂

İstanbul ‘dan dört saatlik bir uçak yolculuğundan sonra Brüksel Charlerol ( CRL) havaalanına ulaşıyoruz. Burası şehir merkezinden kırk dakika uzaklıkta olan bir yerleşke.. Merkeze gitmek isterseniz hemen havaalanı dışındaki otobüsleri tercih edebilirsiniz.. Otobüs şoförümüz son derece nazik ve neşeli biri… Bizi selamlayıp iyi yolculuklar diliyor.. Maitre Gims’in Bella müziği eşliğinde yolculuğumuza başlıyoruz 🙂 Bayılıyorum bu şarkıya 🙂 Şöförümüz hem dans edip hem otobüsü kullanıyor.. Böyle neşeli ve pozitif enerjili olan insanları seviyorum…

Ağaçların senfonileriyle ve kar manzaraları eşliğinde Brüksel merkeze doğru ilerliyoruz.. Otobüsün son durağı Gare du Midi Zuidstation … Burası şehirdeki ikinci istasyon.. Buradan tren seferlerini ya da otobüs seferlerinizi gerçekleştirebilirsiniz.. Çevredeki birçok şehre otobüs hızlı tren seferlerini kullanarak geçebilirsiniz .. Şehrin diğer istasyonu Gare du NordStation ise şehrin kuzey tarafında ve Midi Zuid istasyona göre daha büyük..

Kışın Avrupa şehirlerini gezmek biraz hüzün veriyor… İnsanın gezmekten daha çok yazma isteği doğuyor içinde 🙂 Kafka‘nın ve de Tezer‘in ortaçağ şehirlerinde yazdıkları yazıların neden böyle derin ve hüzünlü olduğunu şimdi daha iyi anlıyor gibiyim…

Belçika küçük bir şehir.. Gezilecek yerler öyle çok fazla değil.. Bir günde yürüyerek tüm şehri rahatlıkla bitirebilirsiniz..

İlk görmek istediğim yer Grand Palace..Grand Palace de Barok Gotik ve Louis mimari tarzlarının hepsini görebilirsiniz.. Bu alan 1998’de Unesco tarafından koruma altına alınmış. Çevresinde sokak isimlerine baktığıma çok gülüyorum.. Tavuk, peynir, buğday, et .. gibi isimler vermişler bunun sebebi de bir zamanlar bu alanın yiyecek satış yeri olarak tasarlanmış olması..Ayrıca meydanda Town Hall (Belediye Binasını) görebilirsiniz .. Bu bina 13.yy’da inşa edilmiş bir ortaçağın gotik binalarından biridir. Meydanda birçok ufak tefek dükkan bulabilirsiniz.. Çoğu Yunan ve Türklere ait. Yemek olarak Yunan mutfağı ağırlıklı olan lokantalarda çoğu Santorini’den gelmiş birçok Yunanlı kendi kültürlerini ve yemeklerini sergilemekte..Fakat oraya kadar gitmişken Belçika yemeklerinin tadına bakmadan geri dönmeyin derim.. Meydana Metro ile ulaşabilirsiniz fakat ben yürümenizi tavsiye ederim.. Metro ile gidecek olursanız “Centrale” ya da “ De Broukere” duraklarından birinde inebilirsiniz..

Manneken Pis (İşeyen çocuk heykeli ) meydana çok yakın ve yürüme mesafesinde.. Brükselin en ünlü heykeli hatta simgesi haline bile gelmiştir.. Heykel çevresinde ünlü Belçika çikolatası satan birçok dükkan ve waffle yapan birçok yer bulabilirsiniz..

Brüksel’e gitmişken Atomium ‘u ziyaret etmenizi de tavsiye ederim..Bu bina 1958’de yapılan dünya fuarı için inşa edilmiştir.. Peki bu bina neyi anlatıyor derseniz bir demir kristalinin 170 milyar kez büyütülmüş şeklidir.Tasarı çok hoş.. Mimariye ilgisi olan arkadaşların görmesini özellikle tavsiye ediyorum..Metro ile ulaşabilirsiniz.. 6 numaralı hattın son durağında inip birazcık yürüyorsunuz.. 9:30 – 18:30 arası ziyarete açık .. En son katında bulunan restoranta gidip şehir manzarası eşliğinde kahvenizi yudumlamanız şiddetle tavsiye edilir 😉

St. Michael and St. Gudula Cathedral Belçika’nın milli klişesidir.. Katolik bir kilise olan bu bina köklü bir tarihe sahiptir.12.yy’dan kalma bu katedralde Kraliyet ailesinin düğün ve cenaze törenleri gerçekleşmektedir.. İçerideki duvarlarda birçok melek resmi yakalayabilirsiniz.. Melek koleksiyonu yapan arkadaşlara duyurulur 🙂

Royal Palace adından da anlaşıldığı üzere burası kraliyet sarayı.. Merkezde bulunan bu saray Atomium’a yakın. Kraliyet ailesi burada yaşamıyormuş şu anda boşmuş.. Keşke bana verseler de biraz kafa dinlesem 🙂

Her şehrin bir parkı vardır. Buranın da gözalıcı parklarından biri Parc du Cinquantenaire ..Bu park Brüksel’in simgelerinden biri. Belçika’nın özgürlüğünün 50.yılında yapılmasından dolayı diğer adı Park of the fiftieth anniversary yani ellinci yıl parkı olarak da isimlendirilir.. Bu parkta birçok göl şelale bahçe değerli eser görebilirsiniz.. Ve de spor yapan yüzlerce kişi 🙂 Belki İstanbul’da böyle gözalıcı parklar olsa benim gibi tembel biri bile günlük spora başlayabilir.. Büyükşehir belediyemize duyurulur 🙂

Palais de Justine yani adelet sarayı ünlü R Quarte Brass Street yakınında bulunuyor.. Belçika’nın en yüksek mahkemesidir. Metro ile Louse durağında inerek rahatça bu yaşlı binaya ulaşabilirsiniz.

Galeries Royales Saint Hubert ise Brüksel’in ünlü galerinden. Burada alışveriş yapabilirsiniz, yemek yiyebilirsiniz, tiyatro ve opera izleyebilirsiniz..

Rue Neuve Brüksel‘in en büyük alışveriş caddelerinden biri.. Bu caddeye girmemenizi tavsiye ederim. Alışveriş yapmadan durmak büyük bir irade gerektiriyor 🙂 Çok güzel mağazalar ve acayip güzel indirimler var.. Elektronik satışı yapan mağazalar da mevcut. Tabi Brüksel ‘in Meir caddesini de tavsiye etmeden geçemeyeceğim. Orada da seçenekleriniz oldukça fazla fakat ben indirimler açısından Rue Neuve ‘yi daha uygun buldum.

Ayrıca zamanınız varsa Coudenberg tepesine çıkabilir, Tarihi Borsa Binasını (Brussels Stock)ziyaret edebilir, 1700’lü yıllarda yapılmış olan Palais de Nation(Belgian Federal Parliment) sarayına gidebilirsiniz.

Palace Du Grand Sablon meydanında ise 16.yy’dan kalma gotik binaları bulabilirsiniz.

Müze severler için de değişik müze seçenekleri mevcut 🙂 Müzik Enstrümanları Müzesi, Bira Fabrikası Müzesi, Belçika Doğa Bilimleri Müzesi ve Çikolata Müzesi. Tabii bu müzeler arasında ilgimi çeken tek müze Çikolata müzesi .. Gitmenizi kesinlikle tavsiye ederim .. Ama tabi yediğiniz çikolata miktarına dikkat edin.. Fazla şeker tüketiminden sarhoş olma durumunuz mevcut 🙂

Kışın gittiğimizden midir nedir Brüksel hüzünlü ve ağır bir havası olan, tarih kokan, soğuk ve üzgün bir şehir gibi geldi bana. Yarın Gent‘ e sonra da Brugge‘a geçeceğiz .. Umarım bu şehir hakkındaki düşüncelerim orada değişir..

Brüksel’de gezerken ara sokakların birinde gençlerin duvara yazdığı yazıyı görüyorum. Nietzsche ‘nin ünlü sözü “Umut en son kötülüktür çünkü işkenceyi uzatır “.. Öncelikle felsefe ile bu kadar yakından ilgilenen Brüksel gençliğini derinden kutluyorum 🙂 Yanına da bir yazı ben konduruyorum 🙂 Umudunuz sadece kendinizde olsun ….

Bu gezi boyunca beni hep arayan takip eden sevgili dostlarıma, canım öğrencilerime özellikle de minik ve sevimli fanatiğim Elif Okumuş ‘a ve sayfamın takipçilerine çok teşekkür ediyorum.. Sizlerin bu güzel desteği olduğu sürece bu gezilerin daha bir anlamlı ve daha bir güzel geçeceğine yürekten inanıyorum..

Not:

Brüksel Charlerol havaalanı merkeze 40 dk uzaklıkta.. Eğer dönüşünüz de aynı havaalanından ise merkeze gidiş dönüş biletinizi İnternet üzerinden almanızı tavsiye ederim.. İnternet üzerinden Brüksel merkeze gidiş 5 Euro fakat biletinizi havalanından alırsanız fiyat 17 Euro … Merkezden havaalanına dönüşte aynı şekilde … Bu yüzden biletinizi İnternetten almanız daha uygun..
Brüksel Midi Station‘dan Gent‘e her yarım saatte bir tren var. Fiyat tek gidiş 15 Euro. Aynı şekilde Brugge’a da her yarım saatte tren var fiyat 25 Euro civarında .. Ayrıca Gent’den Paris’e hızlı tren ve otobüs seferleri mevcut..

Brüksel Midi Station’dan Paris‘e gitmek için hızlı trenleri kullanabilirsiniz ama önceden biletlerinizi almazsanız gidiş dönüş 300 Euro .. Önceden alırsanız 50 Euro’ya kadar bilet bulabilirsiniz..Bizim gibi Paris ‘e otobüs ile gitmek isterseniz gidiş dönüş 50 Euro .. IdBus firmasını tavsiye ederim. Otobüslerde İnternet mevcut. Paris Brüksel arası 6 saat civarı.. Bilet çok rahat bulunuyor .. Gün içersinde değişik saatlerde birçok otobüs seferi var .. Euroline otobüs firmasını da Midi station’da bulabilirsiniz..

Geziniz bol olsun

Sevgilerimle,

mm
Yazan

2 Comments

  1. Abdülkerim Tanrısundu Yanıtla

    Sizi çok seviyoruz ve yazınızlada gurur duyuyoruz sizi seviyoruz…EN SEVDİĞİNİZ ÖĞRENCİ

Bir Yorum Yazın