Madrid, hayatımda gördüğüm en güzel şehirlerden biri. Parkları, meydanları, caddeleri, müzeleri, tarihi binaları … Bu şehre en az üç gün ayırmalısınız…

Madrid ulaşım ağı bakımından da çok gelişmiş. Gezilmesi gereken mekanlar birbirine yakın ve yürüme mesafesinde, metro kullanmanıza gerek kalmıyor çoğu zaman. İlk durağım Plaza Mayor. Burası 3-4 katlı binalarla çevrelenmiş şirin bir meydan. Meydanda onlarca cafe restorant var. Sokak göstericileri ile dolu meydanda ilginç tiplerle karşılaşabilirsiniz 🙂 İlginç danslar öğrenebilir ve hatta değişik sokak gösterileri ile siz de para kazanabilirsiniz. Zeybek oynamak dışında 🙂 bakan kimse olmuyor 🙂 🙂

Plaza Mayor meydanın biraz ilerisinde Palacio Real adındaki Madrid Kraliyet Sarayı var. Ben gittiğimde asker değişim programı vardı. İspanyollar gerçekten çok ilginç insanlar 🙂 Asker değişim töreninde birçoğunun gözleri doldu. Milliyetçi duyguları fazla gelişmiş. Sohbet ettiğim bir amca her hafta düzenli olarak izlemeye geldiğini söyledi. Bense asker değişim törenindeki atlara bayıldım 🙂 Hepsi paçalı ve devasal büyüklükte bakımlı atlardı. Bu şehre gelirseniz bu gösteriyi izlemeden asla dönmeyin.

İspanyol ordusu hava deniz ve kara olmak üzere çok gelişmiş bir orduya sahip. Sadece bugün değil tarihte de destan yazmış donanma kuvvetleri var. İspanya bu güçlü donanmaları sayesinde birçok ülke keşfetmiş ve birçok sömürü ülkesi kurmuş. İspanyolcanın dünyanın en yaygın dillerinden olma sebebi bu zaten.

Madrid Kraliyet Sarayının hemen yanında devasal büyüklükte Almudena Katedrali var. İçerisi sade ve güzel. Bu kilise dünyadaki tüm kiliselerden farklıymış. Sanırım tüm kiliselerin kapılarının baktığı yönden farklı bir yöne bakıyormuş 🙂 işte böyle bişeyler ..

Madrid Kraliyet Sarayının diğer yanında Parquel Del Compu del Moro adında kocaman bir park var. Gitmişken bu bahçede gezin mutlaka. Bu parkın diğer adı Jordan’ nın bahçeleri. Ararken zorlanmayın. Bu arada hükümet binasının önünde klasik müzik konseri vardı. Jordan’ ın bahçelerde bu klasik müzik eşliğinde dolaşmak insanı gerçekten iyi hissettiriyor.

Kraliyet sarayına beş dakika yürüme mesafesinde olan Plaza De Espana meydanına da mutlaka uğrayın. Burası sessiz sakin güzel bir yer. Miguel De Cervantes Saavedra‘ nın ünlü romanının baş kahramanı Don Kişot’ un heykeli bu meydanda. Fotoğraf çektirmek için baya beklemeniz gerekiyor ama 🙂 Malum Don Kişot, Rosinante ve Sancho Panza ile aynı karede olma şansını yakalayabileceğiniz başka bir ülke yok 🙂

Buradan şu filmlere, kitaplara konu olmuş ünlü Gran Via caddesini yürümeye başlıyorum. Gran Via çok şık bir cadde. Onlarca tarihi bina ve gökdelenler bu caddede adeta birbiri ile yarışırcasına sıralanıyor. İnsan bu caddede yürürken bir havalara giriyor 🙂 Sanki ne bileyim kendinizi çok ünlü bir star gibi falan hissediyorsunuz. Başınız yukarılarda yürürken birine çarptığınızda kendinize geliyorsunuz 🙂 🙂 Caddede yüzlerce mağaza var fiyatları gayet uygun. Zamanınız bolsa ve indirim sezonunda gittiyseniz bence alışveriş yapmadan dönmeyin. Gran Via’ da biraz yürüdükten sonra Puerta De Sol meydanına gidiyorum. Burası da gayet şen şakrak bir meydan 🙂 İspanyolca güneşin kapısı demekmiş. Bu meydanda III.Carlos’ un heykeli var. Ayrıca dünyaca ünlü tarihi bir saat ve Çilek yiyen ayı heykeli de bulunuyor. Meydan İspanyolların gösteri, eylem ve protesto alanları. Bizim Taksim gibi. Tomaları bizimki kadar çok ve bizimkiler kadar gelişmiş mi merak ettim şimdi 🙂

Bu meydanın biraz ilersinde Plaza De Cibeles Meydanı bulunmakta. Bu meydanda şaha kalkmış at arabası üzerinde bir Afrodit heykeli var. Bu bölgede birçok tarihi bina var. Mimarlık bölümünde okusaydım tek tek bu binaları gelir araştırırdım heralde. Gerçekten çok muazzam binalar var.

Bu bölgeye yakın olan dünyaca ünlü Prado Müzesi’ ni de ziyaret edin. Çarşamba 18:00 dan sonra ücretsiz. Müzeler pek ilgi alanım değildir ama bu müzede gerçekten büyüleyici tablolar var. Diğer müzeler de Prado müzesine yakın. Thyssen Bornemisza müzesi, Kraliçe Sofia Ulusal Sanat Merkezi, Sorolla Müzesi, Lazaro Galdiano müzesi … Size tavsiyem müzelere bir gününüzü ayırın. Yoksa müze gezmekten şehri doya doya gezemezsiniz.

Gelelim hayran kaldığım Buen Retiro Park. Bu parkta dolanırken cidden kendimden utandım. Parkın yüzde doksanı spor yapıyordu. Kimi gruplar halinde, kimi bireysel. Koşanlar paten kayanlar kayık çekenler maç yapanlar aman Allahım tek göremediğim şey güreşti 🙂 Ve acı gerçek Sanırım parktaki en kilolu kişi bendim 🙂 🙂 Meditasyon yapan gruplar vardı. Bir tarafta plates grupları. Bu parkta asosyal olmak pek mümkün değil 🙂 Burada herkesin bir köpeği var. Köpek gezdirme bahanesi ile yürüyüşe çıkan yaşlı amca ve teyzelerimin sayısı da az değil 🙂 Bu yaşta hala benden fit ve zinde olan teyze ve amcaları gördükten sonra spora başlama kararı aldım 🙂 Park içersinde Kristal Saray, Valazquez Binası ve Alfanso için yapılmış kocaman bir heykel mevcut. Alfanso heykelinin önünde devasal bir gölet var. Akşam saatlerinde giderseniz yansıma çok güzel. Fotoğrafçılara duyurulur. Kristal saraya da akşam saatlerinde gitmenizi tavsiye ederim. Gölete yansıması muazzam.

Bu şehirde zamanınız artarsa Real Madrid Stadına da uğrayın. İspanyolca adı Estadio Santiago Bernableu. Bunu neden yazıyorum çünkü haritada Real Madrid Stadı yazmıyor 🙂 Bu Stadyumun hemen yanında bu stadın adını alan bir metro istasyonu var. Ulaşımı metro ile halledebilirsiniz.

Bu şehirde hem doğanın tadını doyasıya çıkarabilir hem de şehir yaşantısını yaşayabilirsiniz. Keşke İstanbul’ da yaşanabilecek bir şehir olabilseydi. Madrid gördüğüm şehirler arasında en çok sevdiğim şehirler listeme girdi. İspanyol insanları çok ince ve çok yardımsever. Yol tarifi için birçok kişiye soru sordum. Bir kişi bile ters yanıt vermedi hepsi çok yardımcı oldu. Tabi bunda benim sevimli, şirin ve sempatik bir bayan olmamın da etkisi de var 🙂 🙂

Fiyatlara gelince, burası Barselona’ya göre oldukça ucuz. Kenar mahallelerde birçok market var. Bu mahallelerde değişik tropikal meyveler bulabilirsiniz.

Bu şehre rahat 4-5 gün ayırın. Doya doya gezin. Dönerci ve Kebapçıların yüzde doksanı Türk. Gurbet ellerde yolunuzu kaybederseniz yardıma ihtiyacınız olursa bu güvenilir limanlara sığınabilirsiniz 🙂 🙂

Önemli Bilgiler

  • Prado Müzesi 14 € Çarşamba akşam 18:00 dan sonra ücretsiz. Ama zamanınız yetmeyebilir. Kapanış saati 19:00
    Renia Sofia Müzesi 8 € ve 21:00’ a dek açık.
  • Tek yön metro bileti 1.95 € günlük sınırsız bilet 7.95 € otobüs biletleri tek yön 1.50 €
    Ulaşımı kullanmaya gerek yok. Bence yürüyerek tüm şehri kolayca gezebilirsiniz.
  • Şehirler arası ulaşımda trenler ve otobüsler arasında pek fark yok. Otobüsler biraz daha pahalı ve daha lüx. Hızlı trenden yer alacaksanız çok önceden almalısınız. Yoksa öyle bir sıra var ki tahmin bile edemezsiniz 🙂
  • Otobüs firmaları Also ve Avanza group gayet rahat önerilir.
    Also ile Barselona – Madrid 32€
    Avanzo ile Madrid – Lizbon 40€
    Otobüs biletlerini isterseniz önceden İnternetten alabilirsiniz. Biz almamıştık fakat yer bulma sıkıntısı çekmedik.

Geziniz bol olsun.
Sevgi ile kalın..:)

mm
Yazan

Bir Yorum Yazın